Ben
Yıllarca düzensiz olarak günlük tutmuş, lakin düzenli bir şekilde o günlükleri yok etmiş biriyim. Dersim’de doğdum, çocukluğum Antakya’da geçti, gençliğim ise İstanbul’da. Benliğimi bulup yeniden doğmam ise Uppsala’ya (İsveç) taşındıktan sonra oldu. Belki yaşın getirdiği bir etkiydi, belki de farklı bir kültür tanımış olmanın. Dil üzerindeki hakimiyetsizliğini Tabu oyunu ile kanıtlamış biriyim, elbette süre kısıtlaması olmasının büyük etkisi var. Uzun bir süreç sonrası anlamlı cümleler kuranlardanım.
Bol bol hayata nasıl baktığımı yaptıklarım üzerinden konuşacağız. Yemek yapmaktan tutun da kitap okumaya kadar her şey dahil. Bu yazıları sizlere sunarken, amacım kendime de farklı bir gözle bakmak: Kendimi sizlere nasıl ifade ettiğimi görmek. Bir de kimsenin hayatı mükemmel değil. Kimsenin sorunu bir başkasınınkinden daha kötü değil. Herkesin kendi sorunları, kendi güzellikleri var. Dünyada açlık var diye canımı yakan, yemek yememi engelleyen afttan yakınmak beni ya da sizi daha kötü biri yapmaz. Bunu da görün istiyorum. Bilmem anlatabildim mi aklımdakileri…
Beni bir dönem bu sayfanın editörlüğünü yapan Arzu daha iyi anlatıyor aslında. Ben kendimi maymun iştahlı diye tanımlarken o fikir patlaması yaşıyorsun diyor. Ben kendine güvensizlik diyorum, o öz eleştirisi kuvvetli diyor. Kendisine sormadan dan diye eklemiştim editörlük için ama ne yaptın sen diye kızmadı bana. Yoluma tek devam edip hatalarımı düzeltmek istiyorum dedim, yine kızmadı. Tabii ki dedi. Lisans arkadaşım Burçin aracılığı ile Stockholm’de tanıştığım, moleküler dinamik simülasyonu yapan başarılı bir hatun kişisidir kendisi. Ablam ile isimdaşlar, Arzu. Amerika’ya taşınırken de çok yardımcı olmuştur bana. Ayrı yazmayı hiç düşünmediğim de’leri ayırıp, kendime daha farklı bakmamı sağladı. Teşekkürler Arzu!