Aftlar

Siz hiç tanıştınız mı aft ile? Bana bir ara ciddi ciddi “Sigaraya mı başlasam acaba?” dedirten bir merettir bu. Daha alengirli ismi aphtous stomatitis. Kendisi minik, acısı büyüktür. Hiç aft çıkarmadıysanız acısını size tarif edeyim. Serçe parmağınızı sehpaya defalarca çarptığınızı düşünün… Ya da kağıt kesiklerinize tuz basın… İşte o ağrılar gibi hayatınızı kaydırmayacak ama son derece sinir bozucu bir ağrı bu.

Bir tane çıksa, 2-3 güne geçse yine neyse. Kazara ısırdığınız her noktada bitiyorlar, kendi başlarına üremediklerinde. Bazen bir tane, bazen birkaç tane ürüyor. İyileşme süresi 3 günden başlayıp 2-3 haftaya kadar çıkıyor. Hatta bazen voltran oluşturuyor bunlar! Evet, evet! Fotoğrafta gördüğünüz buna bir örnek. Ufaktı önce, sonra yanında bir tane daha üredi, ve birleşip işkence seviyesini iki katına çıkardılar. Neden olduklarını bırakın ben, bütün bilim camiası çözememiş.

Bazı rivayetlere göre vitamin eksikliğinden olurmuş, özellikle B vitamini önemliymiş. Yapılan testlerin hiçbirinde hiçbir zaman hiçbir vitaminim eksik çıkamadı. Günlük vitaminlerden ya B hani, belki arada oluyor diyeceksiniz. B vitamini tabletleri de kullandım, beslenmeme daha fazla B vitamini de ekledim. Bana mısın demediler.

Diş macunundan kaynaklı olabilirmiş dediler. Colgate, Signal,… her markayı denedim. Sensodyne diş macunlarından, sodium lauryl sulfate (SLS) denen madde olmayanlarını düzenli kullanınca gerçekten de azaldı. Azalmıştı… yani ben ta ki Amerika’ya taşınına kadar. Burada diş macunlarının üzerinde sadece bir aktif içerik yazıyorlar. Gerisi hiç mühim değil çünkü bu topraklarda. Kocaman kutu yapıp üstüne hiçbir şey yazmamak adetten. Her şey size daha fazla ürün sattırmak amaçlı tasarlanmış (Tahmin ettiniz sanırım, hiç sevmedim ben bu toprakların zihniyetini.). Neyse işte ben de macun seçerken yine bir Sensodyne seçtim, en azından şu SLS denen maddenin olma ihtimali azdır diye. Ya macunda var bu SLS ya da aft çıkarma oranına etkisi yok, yani önceki azalma başka bir etkiden dolayı idi.

Tuz bas, karbonat bas iyileşiyor diyorlar… Yok onlar da iyileşme sürecini kısaltmıyor. Bazı kremler var, ağrıyı azaltıyor. Kullanmadan önce ağzını kurula diyor talimatlarda. Diç fırçası ile bile ulaşamadığım ağzımın arkasının köşesinin sonunu nasıl kurulayacaksam artık siz düşünün.

Bilim yapıyoruz madem daha detaylı araştıralım dedik. Bilim de çaresiz kaldı. Bir virüs neden olmuyormuş, taa 1961 yılında araştırmışlar. Sigara içenlerde aft çıkma oranı daha da düşükmüş, sigarayı bırakıp geri başlayanlarda da bu oran böyleymiş. Afttan kurtulmak için sigara içmek… Ama yine de düşünmedim değil. 2000’lerde bunların tedavisi için bazı patentler alınmış. Piyasada etkili bir şey görmedim henüz. En son makaleler bağışıklık sisteminin bir hatası diyor. B12 Vitamini, folik asit, hemoglobin gibi eksiklikler ile bağlılaşımdan yola çıkalım. B12 vitamini eksikliği kimi bireylerde bir antikorun varlığından kaynaklanıyor. Antikorlar normalde bizi hasta eden patojenler ile savaşacakken bünye kendine yabancılaşıp antikor üretiyor. İşte bunlardan bir tanesi de B12 vitamini alımını etkiliyor. Eğer bu tip sorundan dolayı aft çıkarıyorsanız B12 vitamini alıyorsunuz, sorun çözülüyor. Ama bende yok. Araştırmaya devam o zaman.

Ağzımın içindeki doku mide ile aynı, midemde de sorun var o zaman sebebi ortak olabilir mi dedim. Mide deyince aklıma ilk serotonin denilen bir madde gelir. Mide ilaçlarının bir kısmı serotonin taşıyıcılarını engelleyecek biçimde çalışır. Serotonin ve aft kelimeleri ile aratınca bakınız ne buldum: serotonin taşıyıcısındaki bir farklılık aftların tekrar tekrar çıkması ile ilgili olabilirmiş. Şimdi bu geni taramaya yanaşacak bir klinik bulmam lazım. Acaba bende var mı yok mu? Varsa ne olacak diyeceksiniz. Tedavi için araştırmalara henüz başlamadım. Önce sebebini bir bulmam lazım.

Ne uzun yazdım. Afttan çok çektim o yüzden.

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.